Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
1964 yılında Kdz. Ereğli’de doğdum. Cumhuriyet İlkokulu’nu bitirdikten sonra Ereğli Ted Koleji’ni burslu kazandım, son sınıfa kadar kolej iken 80 ihtilalinde okul Anadolu Lisesine çevrildi, biz de ilk Anadolu Lisesi mezunları olduk. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ni bitirdim. Ortaokulda başladığım basketbol hayatım ilerleyen yıllarda benim mesleğim haline geldi. Oyuncu olarak; Erdemirspor, Karşıyaka ve Pertevniyal’de oynadıktan sonra erken yaşta sakatlanmadan dolayı aktif sporculuğu bırakmak zorunda kaldım. 29 yaşında profesyonel basketbol antrenörlüğüne başladım.
En son ne zaman Ereğli’ye geldiniz?
Bu süreçte Ereğli’de nelerin değiştiğini düşünüyorsunuz? Ereğli’den hiç bir zaman kopmadım. Antrenörlük kariyerimin belli bir süresini Erdemirspor’u çalıştırarak geçirdim. Nüfüs yoğunluğunun artması ile sorunları artan bir şehir havasına dönmesi, eski samimi ortamın ortadan kalkması olmuştur en büyük değişiklik. Bu kadar büyüyen bir şehrin vizyonunun aynı paralellikte gelişmemesi, Ereğli de doğup büyüyen bir insan olarak benim içimi acıtıyor.
Ereğli’nin en çok neyini özlüyorsunuz?
Ereğli’de en çok çocukluğumu, Erdemir Lojmanlarını, çocukluğumdaki sahil ve Bozhane’yi, o yıllardaki samimiyeti, yaşam kalitesini ve Türkiye’nin bir çok il ve ilçesine göre o yıllardaki modernitesini ve farklılığını özlüyorum.
Ereğli ile ilgili hatırladığınız yada unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?
Anıları yazsak ayrı bir kitap olur. Anı değil ama unutamadığım beni çok etkileyen; çocukluğumda, Erdemirspor’da basketbol oynarken bir gün Erdemirspor’un 1. Lig’de mücadele edebileceğini hayal etmiştim. Çünkü bizim çocukluğumuzda Efes Pilsen’i, FB’yi, GS’yi, BJK’yı sadece TRT’den seyretme imkanımız vardı. O zamanlar bu kulüplerde oynayan meşhur oyuncuların haritada dahi yerini bilmedikleri Ereğli’yi, yıllar sonra yönetici ve antrenör olarak Erdemirspor’a karşı mücadele ederek tanıtmanın benim yaşamımda çok ayrı bir yeri vardır.
Ne yazık ki bu güzel müsabakaları artık izleyemiyor Ereğli halkı, bu da beni çok üzüyor. 21 yıllık antrenörlük kariyerimin 7 yılını Erdemirspor için mücadele ederek geçirmiş olmamın yeri bende bambaşka elbette. Hatta ilk transfer olduğumda Erdemirspor antrenörlük kariyerimde hayallerimden biri; doğup büyüdüğüm evin önünde şampiyonluk kupası ile resim çektirmek idi… Bunu ailem, çocuklarımla ve takımımla birlikte gerçekleştirmek hayatımın en önemli anısı olmuştur. Keza artık o evler maalesef yok oldu… Bunun yanında Erdemirspor’un da yok olması bu olayın sadece anı olarak kalmasına sebep oldu. Oysa daha nice başarılara imza atılabilirdi, ilçemizin ve kurumun farklılığını sürdürmesi açısından ne yazık ki bir kayıp olmuştur.
Ereğli denildiğinde aklınıza gelen 3 şey nedir?
1-Çocukluğum, gençliğim, geçmişim
2-Çınaraltı
3-Limanda güneşi batırmak ve ardından balık:)
İşinizin dışındaki vakitlerinizde neler yapmaktan hoşlanırsınız?
Çocuklarım ve eşimle beraber olmak. Çocuklarımın Fenerbahçe’deki basketbol hayatı ve eğitimleri ile ilgilenmek.