Bu sayımızda Özüçler Gıda Kurucusu Sn. Kadir Çaygeç ile yaptığımız keyifli sohbette kendisini daha yakından tanıdık ve Ereğli ticaret hayatı hakkında bilgiler aldık.
Kadir Bey, öncelikle sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
1960’da Malatya’da doğdum. 1972 yılında çırak olarak bir eczanede çalışmaya başladım, 1976 yılında Elazığ Baskil’e Eczacı Kalfası olarak çalışmaya gittim. 4 sene de orada çalıştıktan sonra askere gittim. Askerlik bitince Malatya’ya tekrar döndüm ve 1983 yılında da Karadeniz Ereğli, Ormanlı’ya Eczacı kalfası olarak çalışmaya geldim. 4 sene sonra çalıştığım eczacı Eczaneyi kapatıp İstanbul’a yerleşti. Ben de bu vesileyle ilk defa kendi işimi kurdum. Ormanlı’da ufak bir parfümeri dükkanı açtım. Orada da dört sene devam ettikten sonra beş kişi birleşip bir süt fabrikası açmaya karar verdik. Böylece 100 ortaklı bir Anonim Şirket olarak Or-Süt; Ormanlı Süt Ürünlerini kurduk. Bu işimiz de çok güzel başladı ve beş sene boyunca devam etti.
Bu arada merak ettik, Malatya’dan Ormanlı’ya neden geldiniz?
Halamın oğlu Ormanlı’da doktor, zaten Malatya’da da eczacı kalfası olarak tecrübem olduğu için, onun vasıtasıyla buralara geldim ve buralı oldum…
Hayatınızı burada kurmuşsunuz.
Evet, Ormanlı Süt Ürünleri devam ederken; eşim Necla Hanıma ile tanıştım ve evlendik. Çok emeği geçti. O da Ormanlı’ lı. İki çocuğumuz oldu ve çocukları daha iyi okutmak için Ormanlı’dan Kdz. Ereğli’ye yerleştik. Bu arada 1999 yılında süt fabrikasını devrettik. İstanbul Sultanbeyli’de ortak olarak toptan satış zerine bir işyeri açtık. Ortak orada devam etti, ben de toptancılığa bu şekilde girdim ve Ereğli’de ilk şubemizi 2000 yılında açtık. Özüçler Gıda olarak Hyundai’nin karşısındaydı ilk şubemiz. İsmimizi de üç ortak olarak işe başladığımızdan dolayı böyle koyduk. Daha sonra şu an bulunduğumuz yere taşındık ve en son da Keleşler Otelin altındaki marketi başkaları gelip rekabet kızışmasın diye devraldım. Oradan da devam ediyoruz. Çocukları da burada okuttuk. Bir oğlum Yıldırım Koleji’nde diğer oğlum TED Kolejinde burslu olarak okudu. Küçük oğlum Yaşar Eczacı oldu; Zeki Sönmez Eczanesini Nurdan Hanım’dan devraldık. Büyük oğlum Bekir ise Ortadoğu İngilizce’yi bitirdi. O da kendi işini yapıyor.
Kdz.Ereğli’ye geleli yıllar olmuş ama burayı nasıl bulduğunuzu da sormak isteriz.
Bir tarafı orman, bir tarafı deniz, ben Ereğli’yi çok özel bir yer olarak düşünüyorum. İstanbul, Ankara gibi büyükşehirlere yakın, havası güzel. Son zamanlarda her ne kadar Zonguldak tarafından yalnız bırakıldıysak da ekonomik olarak da güzel bir yer burası. Kdz.Ereğli’de yaşamak bence ayrıcalık.
20 sene öncesi ve şimdiki Ereğli’yi karşılaştırırsak neler söylersiniz?
Olumlu-olumsuz yılların getirdiği değişimler çok tabii ki. Örneğin 20 sene önce sahilde yürüyemiyorduk. Şu anda kadınlar da, aileler de sahilde yazın gece saat 1’de bile olsa gezebiliyor. Tek olumsuz gelişme ise işsizliğin bu denli artması. Madenlerin kapanması, liman, tersane bölgesi olsun, özelleştirme olsun hepsi ekonomik yönden gerilememize yol açtı.
OR-SÜT’ de nasıl gelişti işler, neden devrettiniz?
Ormanlı Süt Ürünleri’nde 300 kg süt ile başladık, 25 ton süte ulaştık. En son 50 kişi çalıştırıyorduk. Ereğli’ye taşınma durumu olunca bir de orada yalnız başıma işin başında duruyordum; ağır bir işti, isteyenler de olduğu için devrettim. İlk başta Anonim Şirketini kurarken iki liradan hisseleri satmıştık, devrederken 10 liradan geri ödedik. Kimsenin de hakkı kalmadan kazançlarıyla birlikte devretmek iyi olur diye düşündüm. Ama devrettikten sonra en çok üzüldüğüm şey; bizden sonra devam edenler köylü ile anlaşamadılar. Sanki köylü onlara muhtaç gibi davrandılar, hor gördüler ama aslında tam tersi geçerli. Her zaman üreten onlar olduğu için biz köylüye muhtacız. O insanlar çok şey biliyor. Köylüyü ne kadar kollarsanız, ihtiyacı olduğunda gözetirseniz onlar da sizi o kadar kolluyor.
Şu anki işinizde de genel portföyünüz kırsal kesim midir?
Evet, ben Ormanlı’da 15 sene kaldım, süt fabrikasında 4 sene kaldım, süt aldığımız için o dönemde bütün köyleri tanıdık. Bu sebeple de köyden Ereğli’ye gelenler sağolsunlar buraya uğrarlar.
Sektörel olarak nasıl etkilendiniz bu geçen yıllarda?
Ulusal marketler açıldıktan sonra bizim sektör geriledi. Toptancılık ve yerel marketler zincir marketlerin bu denli çoğalmasından çok etkilendi. Ancak yine de bu pandemi döneminde, bu işsizlikte işimiz yok dersek yanlış söylemiş oluruz. Gıda ve eczacılık sektörü pandemiden olumlu etkilendi. İki sektörde de ailecek varız ama keşke pandemi olmasaydı da böyle demeseydik.
Zincir marketlerin açılmasının yereli olumsuz etkilediğini söylediniz. Bu konuda ne yapılabilir?
O treni kaçırdık diyebiliriz. Artık her mahallede bir zincir market var. Hala da açmaya devam ediyorlar. Önlem almada gecikildi, bu saatten sonra yapacak bir şeyimiz yok. Bizim yerel marketler olarak 3-5 senemiz kaldı. Bakkallar bitti, sıra yerli marketlerde, onlar da bitecek. Sadece Türkiye’de değil; tüm dünyada bu şekilde oldu kapitalist sistemin olumsuz etkisi.
Pandemi döneminde internetten market alışverişleri de başladı.
Evet, Ereğli’de bile marketlerde internetten alışveriş hızlandı. İnsanlar artık marketin park sorunuyla uğraşmak, sıraya girmek veya tek tek gezip ürün seçmeye vakit harcamak istemiyor. Günümüz teknolojisinden faydalanmak istiyor bu konuda da.
Gelecek için planlarınız nedir?
Ben iki oğluma da ayrı iş kurdum. Bahsettiğim gibi ulusal marketlerden dolayı bizim yaptığımız bu işlerin bir süre sonra biteceğini, en iyi yerli marketlerin bile zincir marketlere karşı koyamayacağını düşünüyorum. Dolayısıyla 3-5 sene sonra bu işleri bırakmayı planlıyorum ve bu nedenle de ayrı bir yatırım yapmayı düşünmüyorum.
Ticaret ve Sanayi Odasında da görevlerde bulunuyorsunuz.
2000 yılından beri Kdz.Ereğli Ticaret ve Sanayi Odasının üyesiyim. 2 sene önceki TSO seçimlerinden sonra Yönetim Kuruluna seçildik ve çalışmalarımız devam ediyor. Birbiriyle uyumlu ve değerli bir yönetim var. TSO Başkanımız Arslan Keleş de vaktini harcayıp Ereğli için ne gerekiyorsa yapmaya çalışıyor.
Bunun dışında hangi kurum, dernek veya oluşumda yer alıyorsunuz?
Ak Parti İlçe Teşkilatında da Yönetim Kurulundayım. Saffet Bey de çok çalışkan bir insandır. İşimin yoğunluğundan dolayı onlar kadar vakit ayıramıyorum; gerçekten işleri çok zor.
İş dışındaki zamanınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Futbolu takip ediyorum. Tabi pandemiden önce yurtdışı yurtiçi seyahatlere gidiyorduk ancak pandemi nedeniyle en büyük lüksümüz hanımımla oturup balkonda kahve içmek:)
Ereğli’nin geleceğiyle ilgili ne düşünüyorsunuz?
Birlik olunursa her şeyin daha iyi olacağına inanıyorum. İlk etapta bir fakülte kurulacak inşallah; Mimarlık veya hukuk fakültesi gibi bir bölüm düşünülüyor. Arslan Bey de ilgileniyor, Saffet Bey de ilgileniyor. Umarım bu gerçekleşecek ve ondan sonra da gerisi gelecek. Bu saatten sonra kendimiz için istediğimiz bir şey yok, isteğimiz Ereğli’ye yatırım gelsin, fakülte açılsın, tersaneler faaliyete geçsin. Kdz.Ereğli Kaymakamı, Belediye Başkanı, TSO Başkanı ve tüm partiler bunun için uğraşıyor. Ereğli gerçekten çok güzel bir şehir; denizi, ormanı, insanıyla… Umarım hak ettiği değer verilir bu kente…
Kadir Bey sizlere bu keyifli sohbet için teşekkür ediyor ve Ereğli’ye hizmetlerinizin ve başarılarınızın devamını diliyoruz.