Close Menu
  • Kültür Sanat
    • Müzik
    • Kitap
    • Ekran
    • Sinema
    • Sanat
  • Yaşam
    • Yerel Yönetim
    • Seyahat
    • Sivil Toplum
    • Spor
    • Gastronomi
    • Şehir Rehberi
  • Köşe Yazıları
    • Sağlık
    • Hukuk
    • Eğitim
    • Edebiyat
    • Araştırma
  • Yazarlar
    • Aykut ATEŞ
    • Beyzanur Yaman
    • Esra Kuru
    • Fulya Dinçer
    • Prof. Dr. Özlem Koray
  • #67300 Dergisi
    • Eskilerden Kim Kaldı
    • Baş Köşe
    • İçimizden Biri
    • İş’te İnsan
    • Kim Kimdir?
    • 67300 İndeks
  • Gazete Ereğlide Yaşam

Subscribe to Updates

Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

What's Hot

ERDEMİR Yeni Yıl Mesajı

Kdz.Ereğli Belediyesi Yeni Yıl Mesajı

İŞKUR Madenciler ile bir araya geldi

Facebook X (Twitter) Instagram
SON DAKİKA
  • ERDEMİR Yeni Yıl Mesajı
  • Kdz.Ereğli Belediyesi Yeni Yıl Mesajı
  • İŞKUR Madenciler ile bir araya geldi
  • Kdz.Ereğli Belediyesine Bir Ödül Daha
  • Kaletepe Mevsim Koşulları Nedeniyle Ziyarete Kapandı
  • Erdemir 24 Kasım Öğretmenler Günü İlanı 
  • Kdz.Ereğli Belediyesi 24 Kasım Öğretmenler Günü Kutlaması
  • Erdemir 10 Kasım Atatürk’ü Anma” mesajı
20 Mayıs 2025, Salı
Facebook X (Twitter) Instagram
Ereğli'de Yaşam Gazetesi  |  #67300 Dergisi
GAZETE OKU
  • Kültür Sanat
    1. Müzik
    2. Kitap
    3. Ekran
    4. Sinema
    5. Sanat
    6. View All

    İZMİT BELEDİYESİ KENT ORKESTRASI KONSERİ BÜYÜLEDİ

    27 Ekim 2024

    Emre Altuğ, Ereğli’ye geliyor

    23 Eylül 2024

    RETROBÜS ile Zafer Bayramı Coşkusu

    1 Eylül 2024

    Zafer Yürüyüşü ardından Retrobüs Konseri

    27 Ağustos 2024

    2024 yılının ilk yarısında en çok satan kitapları açıkladı

    24 Ağustos 2024

    Türk şiirinde hece ölçüsünün sesi: Orhan Seyfi Orhon

    23 Ağustos 2024

    Açıkgözoğlu, Karadeniz Ereğli’yi yazdı

    25 Mayıs 2024

    Çağatay Ulusoy’un başrolünde yer aldığı Tam Bir Centilmen filminin yayın tarihi açıklandı

    29 Ağustos 2024

    “Ayak İşleri” dizisinin 4. sezon yayın tarihi açıklandı

    19 Ağustos 2024

    Aras Bulut İynemli’nin başrolünde yer aldığı Deha dizisinden ilk görseller yayınlandı

    16 Ağustos 2024

    Adana Altın Koza’da jüri üyeleri belli oldu

    14 Ağustos 2024

    Kdz.Ereğli’de Vizyondaki Filmler (20 -26 Eylül 2024)

    20 Eylül 2024

    Kdz.Ereğli’de Vizyondaki Filmler (6 -12 Eylül 2024)

    8 Eylül 2024

    Kdz.Ereğli’de Vizyondaki Filmler (30 Ağustos 2024-5 Eylül)

    2 Eylül 2024

    Jim Carrey’li Kirpi Sonic 3’ten fragman yayınlandı

    31 Ağustos 2024

    Türk mimarın projesini çizdiği dünyanın ilk Robot ve Yapay Zeka Müzesi Seul’de açıldı

    23 Ağustos 2024

    İZMİT BELEDİYESİ KENT ORKESTRASI KONSERİ BÜYÜLEDİ

    27 Ekim 2024

    Emre Altuğ, Ereğli’ye geliyor

    23 Eylül 2024

    Kdz.Ereğli’de Vizyondaki Filmler (20 -26 Eylül 2024)

    20 Eylül 2024

    Kdz.Ereğli’de Vizyondaki Filmler (6 -12 Eylül 2024)

    8 Eylül 2024
  • Yaşam
    1. Yerel Yönetim
    2. Seyahat
    3. Sivil Toplum
    4. Spor
    5. Gastronomi
    6. Şehir Rehberi
    7. View All

    Kdz.Ereğli Belediyesine Bir Ödül Daha

    28 Kasım 2024

    Aşkın Nur Yengi, Kdz. Ereğli’nin Coşkusuna Coşku Kattı

    30 Ekim 2024

    Cumhuriyet Sergileri AKM’de Açıldı

    28 Ekim 2024

    İZMİT BELEDİYESİ KENT ORKESTRASI KONSERİ BÜYÜLEDİ

    27 Ekim 2024

    Kaletepe Mevsim Koşulları Nedeniyle Ziyarete Kapandı

    27 Kasım 2024

    Baksı Müzesi

    8 Eylül 2024

    Ölüce Deniz Feneri

    8 Eylül 2024

    Sosyal Tesislerin çalışma saatleri değişti

    4 Eylül 2024

    İŞKUR Madenciler ile bir araya geldi

    29 Kasım 2024

    Kdz.Ereğli Rotary Kulübü 1 Haftada 4 Proje ile Rekor Kırdı!

    28 Ağustos 2024

    Kdz.Ereğli Rotary Kulübü üyeleri Kaletepe’de bir araya geldi

    21 Ağustos 2024

    Toprak, Kızılay Şube Başkanı oldu.

    14 Ağustos 2024

    ‘Triple Crown’ ünvanını kazandı: Aysu Türkoğlu Catalina Kanalı’nı yüzerek geçti

    6 Eylül 2024

    Pizzante

    2 Eylül 2024

    Marina Kafe

    2 Eylül 2024

    İŞKUR Madenciler ile bir araya geldi

    29 Kasım 2024

    Kdz.Ereğli Belediyesine Bir Ödül Daha

    28 Kasım 2024

    Kaletepe Mevsim Koşulları Nedeniyle Ziyarete Kapandı

    27 Kasım 2024

    Aşkın Nur Yengi, Kdz. Ereğli’nin Coşkusuna Coşku Kattı

    30 Ekim 2024
  • Köşe Yazıları
    1. Sağlık
    2. Hukuk
    3. Eğitim
    4. Edebiyat
    5. Araştırma
    6. View All

    En Çok Konuşulan 4 Diyet Efsanesi

    8 Eylül 2024

    Egzersiz Nedir?

    8 Eylül 2024

    Kilo Al Kilo Ver, Sen de Sıkılmadın Mı?

    2 Eylül 2024

    Covid-19 Sürecinde Karantina Yükümlülüklerini Yerine Getirmeyen Şahısların Hukuki Durumu – Beyzanur Yaman

    2 Eylül 2024

    Kaynaştırma ve Özel Gereksinimli Birey

    8 Eylül 2024

    Nerede O Eski Anne Babalar?

    8 Eylül 2024

    Öğrenci Koçluğu

    8 Eylül 2024

    Pandemi ve Uzaktan Eğitim

    2 Eylül 2024

    Safinaz Cicanemin Menekşeleri

    2 Eylül 2024

    İdealist Öğretmen Ahmet Naç, TEDx İstanbul, 21 Kasım 2015

    8 Eylül 2024

    Baksı Müzesi

    8 Eylül 2024

    Buğdağ Derneği – ”Ne Yersen O’sun!”

    8 Eylül 2024

    Tükenmez Kalemi Kim İcat Etti?

    8 Eylül 2024

    Kaynaştırma ve Özel Gereksinimli Birey

    8 Eylül 2024

    Nerede O Eski Anne Babalar?

    8 Eylül 2024

    İdealist Öğretmen Ahmet Naç, TEDx İstanbul, 21 Kasım 2015

    8 Eylül 2024

    Baksı Müzesi

    8 Eylül 2024
  • Yazarlar
    1. Aykut ATEŞ
    2. Beyzanur Yaman
    3. Esra Kuru
    4. Fulya Dinçer
    5. Prof. Dr. Özlem Koray
    6. View All

    Yüzyıllık Markalar Derneği

    2 Eylül 2024

    Covid-19 Sürecinde Karantina Yükümlülüklerini Yerine Getirmeyen Şahısların Hukuki Durumu – Beyzanur Yaman

    2 Eylül 2024

    Zorluklardan Aydınlığa

    2 Eylül 2024

    İdealist Öğretmen Ahmet Naç, TEDx İstanbul, 21 Kasım 2015

    8 Eylül 2024

    Baksı Müzesi

    8 Eylül 2024

    Buğdağ Derneği – ”Ne Yersen O’sun!”

    8 Eylül 2024

    Tükenmez Kalemi Kim İcat Etti?

    8 Eylül 2024

    Pandemi ve Uzaktan Eğitim

    2 Eylül 2024

    Nerede O Eski Anne Babalar?

    8 Eylül 2024

    İdealist Öğretmen Ahmet Naç, TEDx İstanbul, 21 Kasım 2015

    8 Eylül 2024

    Baksı Müzesi

    8 Eylül 2024

    Buğdağ Derneği – ”Ne Yersen O’sun!”

    8 Eylül 2024
  • #67300 Dergisi
    1. Eskilerden Kim Kaldı
    2. Baş Köşe
    3. İçimizden Biri
    4. İş’te İnsan
    5. Kim Kimdir?
    6. 67300 İndeks
    Featured
    Eskilerden Kim Kaldı 8 Eylül 2024

    Kdz. Ereğli’de Dolu Dolu Yaşanan Bir Ömür Rıdvan Çimenoğlu

    Recent

    Kdz. Ereğli’de Dolu Dolu Yaşanan Bir Ömür Rıdvan Çimenoğlu

    Efsane Kaptan: Ziyaettin Cıbır

    Unutulan Kahramanlardan: Kolsuz Ahmet Ağa

  • Gazete Ereğlide Yaşam
Ereğli'de Yaşam Gazetesi  |  #67300 Dergisi
You are at:Home»67300 Kültür Sanat Dergisi»Baş Köşe»Ereğli’nin İlk İş Kadınlarından Vesile Dikmen ve Dikmen Ailesi
Baş Köşe

Ereğli’nin İlk İş Kadınlarından Vesile Dikmen ve Dikmen Ailesi

By admin26 Ağustos 2024Updated:2 Eylül 2024Yorum yapılmamış15 Mins Read30 Views
Facebook Twitter Pinterest Telegram LinkedIn Tumblr Email Reddit
Share
Facebook Twitter LinkedIn Pinterest WhatsApp Email

Bu bölümümüzde Ereğli tarihine adını yazdırmış insanlarla röportaj yapıp onları yakından tanıyoruz ya da hayatta değillerse çocuklarıyla, torunlarıyla sohbet edip kendilerini anmayı amaçlıyoruz. Kdz. Ereğli’de Vesile Dikmen denilince; Vesile Dikmen Ortaokulu, Dikmen Sineması ve Pasajı akla ilk gelenlerden. Dikmen ailesinin hikayesini, Ereğli’nin sevilen simalarından Vesile Dikmen’in torunu Muhittin Dikmen’den dinledik.

Muhittin Bey, Dikmen Ailesini kısaca tanıyabilir miyiz?

Çok renkli, farklı insanların birlikte yaşadığı bir aileydi. Benim içinde büyüdüğüm ailenin temelini oluşturan Babaannem Vesile Dikmen ve dedem Muhittin Dikmen’dir. Dedem aslında bir göçmen çocuğu. Babası Bulgaristan’ın Varna’sından 1900’lü savaş yıllarında Türkiye’ye göç etmiş ve Düzce’ye yerleşmişler. Dedem de Düzce’de doğmuş. Annemin babası ise aslen Rize İkiztepe Mahallesindendir. O da Kaptan olarak görev yaparken Ereğli’ye gelmiş ve çok sevdiği için buraya yerleşmiş. Sülalemde baba tarafları Ereğli aşığı. Babamın annesi ve annemin annesi ise yedi göbek Ereğli’li. Annemin anne tarafı bütün eski Ereğli’nin tanıdığı İmam Mehmet Ali’ye dayanıyor. Ereğli’de otelcilik, pastanecilik yapmış, sinemalar işletmiş. Babaannem Vesile Dikmen’in annesi ise Alaplı kökenli. Kendisi de Türkiye’nin ilk kadın tüccarlarındandır. Bizim ailede para kazanmak kadınlardan öğrenilmiştir aslında. Onun için bizim ailede kadınlara saygımız bir kat daha fazladır.

Babaanneniz Vesile Dikmen kaç doğumlu ve ticaret hayatına nasıl girmiş?

Vesile Dikmen 1914 doğumlu. Bizim Sabbek anneanne dediğimiz annesinin asıl adı Emir Ayşe’dir. Alaplı’da Eleşler köyünden, Görgünler ailesindendir. Babaannemin iki dayısı varmış, bunların birisi Pideci Hüseyin, diğeri Pideci Nazım. Aslında ikisi de Ereğli’ nin en eski pidecileri. Ereğli’de doğmuş büyümüşler. Kökleri Pidecioğullarına gidiyor. Yani sülale bayağı kalabalık ama özünde bizim ailenin direği babaannem Vesile Dikmen’dir. Çok küçükken annesi beş tane mendil verip ‘Al kızım bunları sat’ diyormuş; o da köylerde mendilleri satıp geliyormuş, parasını annesine verince karşılığında para almıyor, yedi tane mendil alıp tekrar satmaya çıkıyormuş. Ve bu 7 yaşında başlamış.

Vesile Hanım’ın çok tutumlu bir kadın olduğu söyleniyor.

Biz de çocuk gözüyle baktığımızda babaannem cimri gelirdi. Çünkü dedem bayramda 100 lira harçlık verirdi, amcaoğluyla harca harca bitiremezdik. Babaannem de bunu gördüğü anda ‘Yapma Hacı, napıyorsun, çocukları kötü alıştıracaksın.’ derdi. O harçlığı almak için babaannem olmadığı zamanlarda dedemin elini öperdik:) Sürekli çalışıyor, yemeyi de sevmez, tatile gitmez, imkanı olmasına rağmen İstanbul’da lüks markalardan alışveriş yapmaz, pazara saat 5’ten sonra gider:) Hakikaten de kendisine sonsuz cimriydi. Ama ikramlarında hiç cimri değildi. Misafirlerini en iyi şekilde ağırlardı. Bence her şeyden önemlisi; Ereğli’nin ilk Ortaokulunu yaptırmış insanlardan biridir. Ölüm döşeğindeyken bile (1993’ün Aralık ayıydı) Kuran Kurslarına verdiği sözleri tamamlamamız için bize nasihat etmiştir ve sözler yerine getirildi. Şimdiki zenginlere baktığım zaman o zenginlik içinde taş üstüne taş koyduklarını çok fazla görmüyorum. Her türlü lüks içinde yaşanmasına rağmen kalıcı bir eser bırakmıyorlar. Tabii ki öyle davranan büyüklerimiz de var; bunlardan Orhan (Oğuz) Abi’ye ve Zuhal (Yılmaz) Abla’ya da çok saygı duyuyorum. Hem eserini yapıyor hem de daha sonra sahip çıkıyorlar.

Dedeniz Muhittin Dikmen ne işle uğraşıyordu?

Ereğli’de ilk hacca gidenlerden olduğu için Hacı Muhittin denirdi, çok naif, kibar, ikramı seven, kafası çalışan bir insandı. O da ticaretle uğraşıyordu, koyun alıp satmış zamanında. Daha sonra Ereğli’nin ilk kuyumcusu olarak iş hayatına devam etmiş. Onun zamanında kuyumculuk denilince markalı hazır çeşitler yok tabii ki. Genç kızlar evleneceği zaman evinde annenden anneannesinden kalan ne altın varsa kuyumcuya getiriyor, dedem onları eritiyor, gelinin istediği şekle getiriyor, gül desenli, papatya desenli kalıplara döküyor küpe, kolye, yüzük ne isteniyorsa o hale getirip satıyordu. Küçüklüğümden hatırlıyorum evde altın işlemeciliğinde kullanılan siyanür kavanozları olurdu. Daha sonra mesleği babama da öğretmiş. Aile 1960- 65 yılları arasına sinemacılığa başlamaya karar vermiş. Bahsettiğim gibi anne tarafımda da sinemacılık vardı. Sonradan Dikmen Pasajı dediğimiz bina ilk o zaman yapılmaya başlanıyor. Önce tek kat olarak ‘Eski Dikmen Sineması’ diye adlandırılan bina yapılıyor. Ondan sonra 1964 yılıydı sanırım; bu binanın üstü Beyoğlu’ndaki Dünya Sinemasının oturma salonları, balkonları ile birebir kopyası olarak inşa ediliyor. Önden giriş ilk kat Dikmen Sineması, arkadan giriş Ereğli’nin meşhur Dünya Sineması oldu. Sadece Dikmen ve Dünya Sineması değil; Hamamın arka tarafındaki Açıkhava Çınar Sineması, lojmanlardaki şimdiki Eser Apartmanının olduğu yerdeki Açıkhava Eser Sinemasını da işlettiler. İstanbul’a geldiği aynı günde dünya sinemasından filmler Kdz.Ereğli’de de gösteriliyordu. Ayrıca 6-7 yaşlarındayken hatırladığım, Dünya Sinemasında hep konserler olduğuydu. Yeliz, Asu Maralman, Cem Karaca’nın kulislerine girdiğimi, yanlarında dolaştığımı hatırlıyorum. Bu, piyasaya avantür filmler girene kadar böyle devam ediyor. Bu tarz filmler başlayınca dedem ‘Ben hacıyım, bize yakışmıyor’ diyerek 1976’da Dünya Sineması ve Dikmen Sinemasını kapatıyor. O yıl eşi de Alman olan Yüksel Amcam Almanya’ya çalışmaya gidiyor. 1978 yılında ise o bina; şimdilerde AVM olarak geçen Ereğli’nin ilk pasajı olarak yeniden yapılıyor. İsmi ‘Hacı Muhittin Çarşısı’ oluyor. Ereğli’nin en ünlü ayakkabıcıları, tuhafiyecileri, bilinen giyim eşyaları satan markaları o dükkanlara kiracı olarak gelmek için yarışmışlardı. 1980 yılında da Dikmen Sineması müstecire verildi. Kenan Kardeşler sinema olarak çalıştırmaya devam ettiler. Sonra bir süre de lokanta yapıldı.

Anladığımız kadarıyla aileniz yıllarca Ereğli’nin ticaret hayatında önemli yere sahip olmuş.

Evet, kuyumculuk, sinema, çarşı işletmeleri dedem, amcamlar, babam yıllarca bu işleri sürdürmüşler. Ancak tüm muhasebe işleri, sermaye işleri babaannemden geçerdi. Gerçekten çok akıllı kadınmış çünkü tüm bu para işlerini, okuma yazma bilmeden yapmış ömrünün sonuna kadar. Resmi evraklara parmak veya mührünü basarmış ama rakamları çocukluktan itibaren bir şekilde çok iyi tanımış. Kuyumculuk zamanlarında altının hammaddesi lazımmış ki Ereğli’de yok. Darphaneden de alınma durumu yok. Babaannemler Güneydoğu’ya gidip oradan altın alıp gelirlermiş. 79 yaşına kadar da ticaretin içindeydi, son zamanlarında hisse senetleri alıp satardı. Bankalar yüksek mevduat sahibi kadınlara yılbaşında tost makinaları, mikserler gibi çeşitli mutfak aletleri hediye ederlerdi. Babaannem bankacılara hepsini geri gönderirdi. Müdürü çağırırdı: ‘Ben yaşlı bir insanım, hastalanıyorum, siz bana bu hediyeler göndermeyin, doktor reçete yazdığı zaman, ilaçlarımı alın yeter’ derdi. O şekilde bankalarla çalışırdı.

Babaannenizin annesi (Sabbek Anneanne) Emir Ayşe Hanım da ticari zekaya sahip bir iş kadınıymış. Kendisinden de bahsedebilir misiniz? Vesile Hanım’ın malvarlığında onun da etkisi olmuş mu?

Malvarlığının değil ama ticari zekasının kaynağı o. Babaannem bir yaşındayken babası Yemen’e gidiyor ve gaip olarak kayıtlara geçiyor. Sabbek Anneanne ticaretle uğraştığı için İstanbul’da tanımadığı bir tane Yahudi yok. Laleli’de dükkanları, Tarabya’da evi, Asmalımescit’te oteli olan acayip zengin bir kadın. Hatta Mübadele sırasında Yahudi tanıdıkları malvarlıklarını onun üstüne yapmayı teklif etmiş ama hiçbirini kabul etmemiş. Daha sonra Ereğli’ye geliyor. Arasıra ticaret için yine İstanbul’a gidiyor. 7 yaşından itibaren babaannem onun en büyük ortağı, işçisi… Sabbek Anneanne bu arada İstanbul’da ikinci defa evleniyor ve yıllar sonra o eşinden de bir kızı oluyor. O kızı babaannemin çocuklarından sadece bir kaç yaş büyük. Ortağını kaybedeceğini düşündüğü için sanırım kızının evlenmesini yıllarca istememiş. Babaannem sonunda 18 yaşında (o zamanlar için geç denebilecek bir evlilik yaşıymış bu) dedemle tanışıp evlenmeye karar vermiş. Ama kendi lafını dinlemeyerek dedemle evlendiği için Sabbek Anneanne babaanneme çok kızıyor ve İstanbul’daki bütün o malvarlığını ikinci evliliğinden olan kızının üstüne yapıyor. Davalar falan açılıyor ama kaybediliyor. Yani babannem Vesile Hanım’a annesinden tek bir mal kalmıyor. Ama çalışmaya devam ediyor.

Babaanneniz Vesile Hanım’ın iş hayatıyla ilgili hatırladıklarınız var mıdır?

Şimdi hala yaşıyor adını vermeyim, bir kadıncağıza zamanında borç vermiş babaannem, tabi senet karşılığında. Ödeme tarihi yaklaştıkça kadın soruyor ‘Hacı Anne, benim sana borcum ne kadardı?’ diye. Babaannemin kasası da elbisesinin içiydi:) Göğsünden çıkarıyor kağıtları: ‘Hah seninki şuydu’ diyor. Kadın alıyor hop yutuyor çeki. ‘Benim sana artık borcum yok.’ diyor. Babaannem de ‘Canın sağolsun kızcavuzum.’ diyor. Kadın gidiyor. Yine başka bir yerde başka bir adam babaannemin elinden çekini alıyor gözünün önünde yırtıyor. ‘Allah seni bildiği gibi yapsın.’ diyor. Sonra adamın oteli yandı. Bedduası da tutardı yani… Ama gönül rahatlığıyla söyleyebilirim; Ereğli’de babaannemden, dedemden, babamdan kötülük, haksızlık görmüş kimse yoktur. Bir de Ahmet Bektaş’tan duyduğum kısa bir anektod anlatayım: İstanbul’a sinema için makine almaya gidiyorlar. Makinaları satan Yahudi bir tüccar. Ahmet Abi’yle tüm sinema ekipmanlarını seçip fiyat istiyorlar. Bir fiyat çıkıyor, o an verebileceklerinin çok üstünde. Nasıl ödeyeceksiniz diyor adam, babaannem de ‘Filanca ödeyecek, biz ona taksit taksit ödeyeceğiz’ diyor.

Adam bunları siz bir gezin, iki saat sonra tekrar gelin, tekrar bakarız diyerek gönderiyor. Bunlar gezinip tekrar geliyorlar. Tüccar, babaannemle Ahmet Abi’yi düğmelerinin önü ilikli bir şekilde kapıda karşılıyor. ‘Bütün makineleri alın, o kişiyi de devreye sokmayın, ne zaman isterseniz bana gelip parça parça ödersiniz’ diyor. Çek, senet hiçbir şey de yapılmıyor. Adam Babaannemin kim olduğunu araştırmış, güvenilir, adaletli bir şekilde iş yapan biri olduğunu öğrenince de her türlü imkanı sunmuş. Yaptığı tüm ticaret, karşılıklı anlaşmaya, söze dayanırdı. Kimseyi kandırma, dolandırma, sonradan önüne yeni şartlar çıkarma gibi bir ticaret söz konusu değildi. Çocuk olarak benim hatırladığım; biz kimsenin televizyonunu izlemedik, kimsenin halısına da basmadık. Bu benim için gurur verici bir şeydir; kimsenin senedini çekini icraya vermedik. O yönden içimiz de müsterih. Yani babaannem tüm bu birikimini sıfırdan o disiplinli çalışması sayesinde yapmıştır. Kuyumculuktan önce tuhafiye dükkanımız varmış. Köylerden 80 yaş üstü kadınlar babaannemi tanır, çünkü illa ki bir düğme, bir kilim almıştır. Düğün yapacak kızları hiç geri çevirmemiştir. ‘Hacı Anne, şu an param yok ama kumaş lazım bana’ diyenlere cevabı ‘Gel kızcavuzum, al git şu kumaşı, işini gör, sonra hallederiz.’ derdi. Kar etmemiş midir, bu işlerden zengin olmadı mı? Tabii ki oldu, ama hep müşteri odaklı düşünmüş. Bunları da harcamayıp hep yatırıma çevirmişler. Kuyumculuk zamanında 1970’lerde mal almaya gittiğinde Kilis’te soyulmuş hatta. Kapkaççı altın dolu çantaya asılmış, babaannem bırakmamış ama çekişme sonunda çantanın sapı babaannemde kalmış, hırsız almış gitmiş çantayı. Tüm bu şartlar altında; dedem gerçek bir aile reisiydi. Akrabalar ağırlanır ya da yoldan geçen herhangi birisine ikramlarda bulunulur, sinemaya parası olmayan girebilirdi. Dedemi de herkes severdi. Allah rahmet eylesin.

Nerelerde oturdunuz?

Daha önceleri Orta Cami’ye çıkan sokakta, 79 yılından itibaren ise çarşıda Beşiktaşlılar Derneğinin olduğu binada oturduk. Derneğin olduğu katta Orhan Subaşı, karşısında Hasan Arık, Hasan Amca’ların üst katında biz, Orhan Amca’ların üst katında da babaannemler oturuyordu.

Dedeniz Muhittin Dikmen ve Babaanneniz Vesile Dikmen’in kaç çocuğu olmuştu?

Üç oğlu olmuş. Birincisi Bilge Tekin Dikmen (Uğur ve Saffet’in babaları). Okumaya Kabataş’ta başlıyor, oradan Haydarpaşa Lisesine geçip bitiriyor. Üniversitede okuyup Jeoloji Mühendisi oluyor. Kandilli’ye gelip çalışıyor. Ailenin halihazırda işleri olduğu için; onları devam ettirmek adına Kuyumculuğa hafiften başlıyor. Ama maalesef 1973 yılında henüz 40 yaşındayken geçirdiği bir trafik kazasında rahmetli oluyor. İkinci çocukları Yüksel Tekin Dikmen. Yüksel amcam şu an 83 yaşında. O Kabataş’ı bitiriyor, Almanya’ya Üniversite okumaya gidiyor. Okulu bitirmeden orada evleniyor ve daha sonra Ereğli’ye dönüyor. Ama Tekin Amcam 73 yılında vefat edince buraları terk edip Almanya’ya yerleşip orada yaşamaya devam ediyor. Çocukları, torunları oluyor. Yıllar sonra amcam tekrar Ereğli’ye yerleşiyor ve kalıyor. Eşi çocukları, torunları ise Almanya’da yaşıyor. Onlarla da ara sıra görüşüyoruz.

Sizin hatırladığınız Dikmen Ailesi nasıldı?

Aslında neşeli bir aileydik. Baba ve annem, dostlarıyla birlikte bir dolu insan otobüse doluşup hep beraber tatillere giderlermiş. Sık sık yemekli toplantılar yaparlarmış. Arkadaşlarıyla birlikte konserlere, sinemalara giderlermiş. Babam 11 ay ciddi içerdi, ama Ramazan ayı boyunca hafızlığı aklına gelirdi; içki falan yok, namazını kılardı ve hatta teravih namazı için müritleri vardı. Çünkü Bozkuş Pasajının içindeki mescitte teravih namazını çok hızlı kıldırırmış:) Öteki imam daha yarısındayken babam namazı bitiriyormuş, hadi herkes evine. Yine bir gün Akarca’daki camide ezan okuyor, bir bakıyor aşağıdan alacaklı olduğu bir adam geçiyor. Bir türlü denk getirememiş adamı üç aydır. ‘Allahu ekber’ deyince arada mikrofonu tutuyor, aşağıya eğilip adama: ‘Pişt, dur orada, bir yere kaybolma, ezanı bitirip geliyorum.’ diyor:) Sonra ezana devam.

Babanız Yücel Dikmen’den de bahsedebilir misiniz?

Ben çocukken babama kızardım: Elindeki kağıtta kime ne borç verdiyse yazılı olurdu. Liste o kadar kabarıktı ki ‘Faiz mi alıyorsun, niye insanlara bu kadar para dağıtıyorsun?’ derdim. ‘Ne faizi oğlum hepsi benim arkadaşım, benim param bankada dururken onların yokluk çektiğini görmek istemem. Bu parayı bana getirmezse, ne ben onun yüzüne bakarım, ne o benim yüzüme bakar, kurtulurum bir daha istemez. Ama getirirse yine veririm, yine veririm.’ derdi. Emin olun, şu an aynı durumdayım:)

Çocukluğunuzdan aklınızda kalan bir anınızı paylaşır mısınız?

Hatırlarsınız belki Tansu Çiller servetini 1970’li yıllarda babasından kalan 400 bin liraya dayandırmıştı. 1971 yılıydı ben beş yaşındaydım evimize hırsız girdi. O gece Dünya Sinema sında Konser var, ama annem babam babaannemlere bırakıyor. O hafta Kilis’ten gelmiş, bana da bir oyuncak tabanca getirmişlerdi, gerçek gibiydi. Yerde oturuyorum, babaannem bana süt getirdi, o sırada kapı çaldı. Babaannem yüz bembeyaz içeri bir geldi, arkasında başına kadın çorabı geçirilmiş elleri silahlı iki tane adam. Silahı da babaannemin başına dayamışlar. ‘Kilis’ten geldiğinizi biliyoruz, altınları, paraları getirin yoksa sizi öldürürüz.’ Dedem dedi ki ‘Öldürmezseniz namertsiniz!’ Tehditlere rağmen babaannemden de alamıyorlar, hırsızlar çıkmaza girdi. O sırada ben çocuk aklımla elimdeki oyuncak silahla bunları öldürmeyi planlıyorum, sonra vazgeçtim ev çok kan olur diye. Sonra bir plan daha yaptım adamların bacakları arasından kaçıp babamlara haber vereyim diye düşündüm kendi kendime. Adamın bacak arasından geçerken beni yakaladı. Silahı benim kafama dayayınca dedem babaanneme dedi ki ‘Hacı, içeride ne var ne yok getir. Bir tane eksik kalmasın.’ dedi. Tam 600 bin lira. Hırsızlar gidince ben ipimi çözdüm. Dedem ‘Kalk oğlum, babanı çağır.’ dedi. Yine oyuncak silahımı belime koydum, sinemaya babama haber vermeye gittim. Çok yaramaz olduğum için ‘Eve hırsız geldi, kalk gidelim’ dediğimde babam inanmadı tabii ki:) En sonunda kaldırdım getirdim. Sonra karakola gittik.

Küçüklüğünüzden hatırladığınız babaanne – dede figürleri nasıldı? Çocukluk anıları var mı?

Babaannem ticaretle uğraşan, kendine bakmayan bir kadın. Dedem de ağır, efendi, ikramı izzeti seven bir adam ancak aynı zamanda çok da şakalaşırlardı. Espriler de olsa çok disiplinli bir ailede yetiştik. Ben okula giderken arkadaşlarım kantinden gazozlar, tostlar yerken ben annemin sabah bana verdiği ekmek arası köfteyi yerdim, okulda sadece kola alabilirdik. İster yağmur ister kar yağsın; arkadaşlarım servisle, özel arabayla okula giderken biz yürürdük otobüsün geçtiği yere kadar.

Sizin aile sinema işine girmeden önce de Ereğli’de sinema var mıydı?

Kandilli çok gelişmişti, orada çok sinema vardı ama Ereğli’de Yenimahalle’de şimdiki Özmar Market’in olduğu yerde Halk Sineması vardı. O da benim diğer taraftan akrabam olan Tahsin Hançer’e ait (annemin teyze-eniştesi). Onun dışında Askeriye Sineması varmış, şimdiki parkın olduğu yerde hem açık hem kapalı Belediye Sineması varmış. Küçük bir ilçeye göre sinema salonu sayısı da çok fazlaymış… Evet, aslında Ereğli küçük bir yer ama ön kültürü insanlar Kandilli’ye kömür için gelen İtalyan, Fransızlardan almış. Erdemir kurulduktan sonra da Ereğli sosyal yönden Türkiye’nin bir çok yoğun nüfuslu ilinden daha zengin sosyal olanaklara sahip bir ilçe haline geldi. Bir zamanlar Erdemir Spor Kulübü, Türkiye’nin en büyük spor kulüplerinden biriydi. Erdemir Sineması, Plajı, Bağlık Kantini vs. gibi sosyal tesisleri vardı.

Ailenizden neler öğrendiniz?

Annem, babamdan gezmeyi, para harcamayı, hayattan zevk almayı, annemden özellikle cömertliği öğrendim, babaannemden hoşgörülü olmayı, tutumlu olmayı öğrendim. Dedemden her koşulda dik durabilmeyi öğrendim. Hepsini ölçüsünde gördüm. Parayı bir araç olarak kullanabiliyorsan ve iyilik yapabiliyorsan bu mutluluktur, bunu öğrendim. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Yarın bir gün herşeyimi kaybedersem de hiç sorun değil, giderim pazara limon satarım. Eminim ki beni tanıyan, sevenler limonumu alır yine de geçimimi sağlarım, bundan da zerre kadar utanmam.

Muhittin Bey, sizi de tanımak isteriz.

1966 doğumluyum. Yücel Dikmen’in tek erkek çocuğuyum. Bir rahmetli ablam bir de kızkardeşim Seçil var. Çok kıymetli ama aşırı yaramaz bir çocuk olarak büyüdüm. Derslerde hiç not tutmaz ama öğretmenlerimi çok iyi dinler ve başarılı olurdum. Kayabaşı İlkokulunda okudum. Sevim Adanalı’ydı öğretmenim. Koleje girdim. 1980 ihtilali ile Kolej, Anadolu Lisesi oldu ve Anadolu Lisesini bitirdim. Ortaokuldayken denizci olmaya karar vermiştim ama makinelere de çok meraklıydım. Saatçi İsmail’in yanına gidip saat tamir ederdim merakımdan. Rıfat Taneri ile birlikte beraber gemilerde çalışma hayalleri kurardık. Üniversite’de ilk tercihim olan şimdiki adıyla İTÜ Denizcilik Fakültesi’ne girdim ve Gemi Makinaları Yüksek Mühendisi olarak mezun oldum. Yatılı okudum ve o zaman edindiğim dostlarımla hala görüşmeye devam ediyorum. Benim için Üniversitenin en büyük kazanımı dostlarımdır. Mezun olduktan sonra iki sene boyunca denizlerde çalıştım, Uzakdoğu, Japonya, Kore, Malezya, Hindistan, Amerika, Kanada gibi şu an sayamayacağım yerlere gittim. 1991 Nisan celbiyle askere gittim. Karamürsel ve Foça’da askerliğimi gerçekleştirdim. O arada bir arkadaşımın düğünü için 15 Haziran 1991’de Ereğli’ye geldim ve Sevgili Tunay’la tanıştım. O tarihten sonra askerlik gerçekten zor geçmeye başladı. 21 Ağustos tarihinde çıkma teklif ettim, 15 Şubat 1992’de nişanlandık ve 23 Ocak 1993 tarihinde de evlendik. Ben evlendikten sonra Tunay’dan da çok şeyler öğrendim, bu konuda kendimi çok şanslı hissediyorum. Eşim İngilizce öğretmenidir. Sırasıyla Ted Koleji, Alaplı Anadolu Lisesi, Mollabey İ.Ö.O, Turgut Reis Ortaokulu’nda çalıştı, şu anda da Kestaneci Ortaokulunda görevini sürdürüyor. İlk evlendiğim dönemde denizi bırakıp Ereğli’de yaşamak amacıyla Erdemir’e iş için başvurdum ve beklemeye başladım. Başvuruma olumlu cevap gelmedi, bir firma kurup gemiler için kumanyacılık yapmaya başladım. 1994 yılında Zeynep doğdu ve bir sene sonra hala Erdemir’e giremediğim için ben Ereğli’yi terk ettim ve karımı, kızımı alıp yine denizlerde çalışmaya başladım. Bir süre böyle devam etti ve çalıştığım firma bir takım maddi sıkıntılar yaşayınca biz Ocak ayında İtalya üzerinden Ereğli’ye döndük. Mart ayında Akal İplik Fabrikasına girdim. 10 sene Mekanik Bakım Mühendisi olarak çalıştım. Orada da çok güzel dostlar edindim. Oğlum Argun 1999 yılında dünyaya geldi. İki çocuğum da benim gurur kaynağımdır. 2000 yılında annemi, babamı, ablamı trafik kazasında kaybetmem üzerine bütün pasajın kiracılarının yükü üzerime kaldı. 2000-2008 arası Pasajı Halil Bozkuş’a satana kadar gerçekten bin bir türlü sorunla uğraştım ve benim için çok yıpratıcı oldu. 2006 yılında Alaplı Akal’dan ayrılıp Ereğli’ye yerleşince ilk yaptığım iş Rotary Kulübüne katılmak oldu, bu da en mutlu olduğum şeylerden biridir. Gözetim olarak Denizciliğe dönmeye karar verdim. 2009 yılında Ada Denizcilik olarak kendi firmamı kurdum, şu anda Allah’a şükür iki çalışanımla birbirimizden memnun olarak çalışmaya devam ediyoruz. Oradan ekmeğimizi kazanıyoruz.

Çocuklarınız neler yapıyor?

Zeynep, Hacettepe Kimya Mühendisliğini bitirdi. O da emekçi oldu şimdi Güçbir Jeneratör’de çalışıyor. Oğlum Argun, Piri Reis Üniversitesinde Denizcilik İşletmeleri Yönetimi okuyor.

Rotary dışında da bağlı olduğunuz Dernekler var mı?

Yeni Mahalle Spor Kulübünde yer aldım, şu an denetçisiyim. Atatürkçü Düşünce Derneğine üye olmasam da üye gibi aktif çalışıyorum. ÇYDD’ye üyeyim, benden ne isterlerse elimden geldiği kadar destek olmaya çalışıyorum. Beşiktaşlılar Derneği’nden Tarkan benim çok çok sevdiğim bir arkadaşım. O ne isterse her zaman yanındayım. 2012 yılında Cumhuriyet Halk Partisinde yöneticilik yaptım, saymanlık yaptım. Övünebileceğim en büyük özelliğim adaletli olmamdır. Bunu bildikleri için de sağolsunlar hep sayman olarak görevlendirdiler beni. En zevk aldığın destek neydi derseniz; Beşiktaş Taraftarları Derneği’nin yaptığı Geleneksel Sünnet Etkinliğidir. Kızılay’dan Bronz madalyam var, sürekli kan veririm. Elimden geldiği kadar STK’lara destek olmaya çalışıyorum.

Muhittin Bey’e ve eşi Tunay Hanım’a nezaketleri ve gerçekleştirdiğimiz bu içten sohbet için sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Reddit WhatsApp Telegram Email
Previous ArticleKdz.Ereğli’de Yaşamış Bir Büyük Usta: Niyazi Karakuş (1929-2018)
Next Article Ereğli’nin En Eski Firması Olan İ. Esat Taneri Oğulları’nın Hikayesi
admin
  • Website

Related Posts

Şehrimizin En Eskilerinden… Memleket Eczanesi  

8 Eylül 2024

Kore Gazisi Turhan İnan İle Geçmişe Yolculuk

26 Ağustos 2024

Ereğli’nin En Eski Firması Olan İ. Esat Taneri Oğulları’nın Hikayesi

26 Ağustos 2024

Comments are closed.

Demo
Top Posts

Aytuğ Gümüş – Bim Birleşik Mağazalar A.Ş. Satınalma Grup Müdürü

26 Ağustos 202459

Cenk Koşun – Koşunlar Demir Çelik

2 Eylül 202439

“Ayak İşleri” dizisinin 4. sezon yayın tarihi açıklandı

19 Ağustos 202436

Kore Gazisi Turhan İnan İle Geçmişe Yolculuk

26 Ağustos 202430
Don't Miss
Öne Çıkanlar 31 Aralık 2024

ERDEMİR Yeni Yıl Mesajı

Kdz.Ereğli Belediyesi Yeni Yıl Mesajı

İŞKUR Madenciler ile bir araya geldi

Kdz.Ereğli Belediyesine Bir Ödül Daha

Stay In Touch
  • Facebook
  • Twitter
  • Pinterest
  • Instagram
  • YouTube
  • Vimeo

Subscribe to Updates

Get the latest creative news from SmartMag about art & design.

Demo
GAZETE

Ekran
Kitap
Sanat
Müzik
Seyahat
Gastronomi
Sağlıklı Yaşam
Sinema
Şehir Rehberi

#67300 DERGİSİ

İçimizden Biri
Eskilerden Kim Kaldı:
Röportajlar
Köşe Yazıları
Kim Kimdir?
Mini Anket

Kategoriler
  • 67300 Kültür Sanat Dergisi (52)
    • 67300 İndeks (50)
      • Sayı 1 – Mart 2016 (18)
      • Sayı 10 (1)
      • Sayı 11 (1)
      • Sayı 13 (1)
      • Sayı 15 (1)
      • Sayı 16 (1)
      • Sayı 17 (1)
      • Sayı 2 (2)
      • Sayı 22 (1)
      • Sayı 25 (12)
      • Sayı 4 (2)
      • Sayı 5 (2)
      • Sayı 6 (2)
      • Sayı 7 (2)
      • Sayı 8 (1)
      • Sayı 9 (2)
    • Baş Köşe (14)
    • Eskilerden Kim Kaldı (11)
    • İçimizden Biri (5)
    • İş'te İnsan (3)
    • Köşe Yazıları (18)
      • Araştırma (7)
      • Edebiyat (1)
      • Eğitim (5)
      • Hukuk (1)
      • Sağlık (3)
      • Sanat (1)
  • Belirsiz (2)
  • Etkinlikler (10)
  • İşbirliği (1)
  • Kültür Sanat (38)
    • Ekran (7)
    • Kitap (3)
    • Müzik (17)
    • Sanat (1)
    • Sinema (9)
  • Öne Çıkanlar (32)
  • Özel Röportajlar (6)
  • Son Dakika (10)
  • Video Galeri (3)
  • Yaşam (48)
    • Şehir Rehberi (2)
    • Seyahat (10)
    • Sivil Toplum (7)
    • Spor (1)
    • Yerel Yönetim (29)
  • Yazarlar (15)
    •  Filiz KUTLU (1)
    • Aykut ATEŞ (1)
    • Beyzanur Yaman (1)
    • Esra Kuru (1)
    • Fulya Dinçer (6)
    • Merve KIRAN (1)
    • Nilay SUVARDAR (1)
    • Özlem HANLIOĞLU (1)
    • Prof. Dr. Özlem Koray (1)
    • Sevinç Yıdız GÜZEN (1)
KURUMSAL

Hakkımızda
Reklam
Künye
Bize Ulaşın
Sıkça Sorulan Sorular

E-posta: info@ereglideyasam.com
Telefon: +90 372 316 47 00

Facebook X (Twitter) Instagram
Sosyal Medya
  • 21 Kasım 2024 Perşembe günü Kdz. Ereğli Anadolu Lisesi Mezunlar Derneği tarafından gerçekleştirilecek ve Eğitimci-Yazar-Drama Lideri Müjdat Ataman’ın konuk olacağı seminerler kapsamında, öğretmenlerimizin uyguladıkları örnekler ve uygulama fikirleri de BEÜ Eğitim Fakültesi Akademisyenleri tarafından değerlendirilecek ve en iyi 3 örnek uygulama ödüllendirilecektir.

Kdz.Ereğli’deki öğretmenlerimizin başvuruda bulunabileceklerii kategoriler;
📌 Dijital Okuryazarlık
📌 Sosyal Duygusal Öğrenme
📌 Kapsayıcılık ve Eşitlik

BAŞVURULAR: https://farkyaratan.kealmed.org.tr

SON BAŞVURU: 18 Kasım 2024 Pazartesi, 17:00
  • Eğitimci-Yazar-Drama Lideri Müjdat Ataman "çok yakında" öğrenci, öğretmen adayları ve öğretmenlerle buluşmaya geliyor... Hazır mısınız? #işbirliği

MÜJDAT ATAMAN HAKKINDA...

Lisans eğitimini Hacettepe Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği bölümünde, Türkçe Öğretmenliği yan alanı ile yüksek lisans eğitimini de Ankara Üniversitesinde Yaratıcı Drama alanında tamamladı. Bilkent Üniversitesi Hazırlık Okulunda (BLIS) ve Özel İzmir SEV Okullarında öğretmenlik ve yöneticilik yaptı. İstanbul'da Tarabya İngiliz Okulları İlkokul Müdürlüğü görevinde bulundu.

Çağdaş Drama Derneği İzmir Şubesinin kuruluşunu ve başkanlığını yürüttü. Öğretmenlik becerileri, sınıf iklimi oluşturmak, yenilikçi ders tasarımları, bir dersin dramatik kurgusu, bir sahne sanatı olarak öğretmenlik, forum tiyatro, sınıfta yaratıcılık, alternatif eğitim konuları üzerinde çalışıyor. Eğitim kurumları, sanat akademileri, dernekler ya da çeşitli kuruluşların gereksinimlerine yönelik, konulu atölyeler gerçekleştiriyor.

"Yaratıcı Yazma için Yaratıcı Drama", "Yaratıcı Türkçe Dersleri", "Eğitim Gerçeğimiz", "112 Öğretmenliğime Notlar", "Açılın Ben Çocuğum", "Açılın Ben Öğretmenim" ve "Ağlamıyorum Gözüme Eğitim Kaçtı" kitaplarının yazarıdır. "Eğitimde Yeni Yaklaşımlar", "Yaşayan Dersler", "Sınıfta Yaratıcılık", "Yaratıcı Dramanın Yöntem Olarak Kullanılması" konularında bildiriler sundu ve seminerler verdi.

Fide Okullarının Eğitimden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapıyor.

#KEAL #kealmed #iyikiKEALMED #müjdatataman #eğitim #drama #yazar
  • 80’ler ‘90lar.. Gülümseten Hatıralar…

Ekranlardan tanıdığımız Faruk Sofuoğlu ve Deniz Oral’ın birlikte sahne aldığı; sürpriz performansları, anlatıları, müzikleri ile geçmişten günümüze değin dokularımıza işleyen ortak anılarımızla bezenmiş neşesi bol, kahkahası çok, keyifi uzun bir eğlence programı. 

Canlı  müzikler eşliğinde hep bir ağızla söylenilen şarkılarla hoş hatıraları uyandırıyoruz. 

“80’ler ‘90lar” en çok da kendini özleyenler için…

Kaybolan değerlerimize yapacağımız nostalji yolculuğumuzda buluşmak dileğiyle…

#tiyatro #etkinlik #80s #90s #nostalji #türkiye #zonguldak
  • #UfukÖzkan, #RojdaDemirer ve #HamdiAlp 'ın yer aldığı "#SeviyorsanGitAyrılBence" Oyunu, bu akşam saat 20.00 de Hüseyin Tatoğlu Kültür Merkezi'nde...
  • Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Mühendislik Fakültesi #teknoloji takımlarından B-Dispate #Havacılık ve #Uzay Takımı, #Teknofest’te en başarılı ilk üç takım arasına girmeyi başardı.
  • Hazırlık Maçı: Kdz.Ereğli Belediyespor-Yalova Yeşilovaspor: 1-1
  • #Erdemir Genel Müdürü Niyazi Aşkın Peker, gerçekleştirilecek yatırımlar doğrultusunda ilk etapta 1.000, sonrasında ise 500 kişiye ek #istihdam sağlanacağını açıkladı. 

#ereğlideyaşam #kdzereğli
  • Instagram Image
  • Tarihinin en büyük felaketini yaşayan ve büyük bir yıkıma uğrayan Karadeniz Ereğli, "Afet Bölgesi" ilan edilmeli!

Siz de paylaşarak destek olabilirsiniz.

@cevre_sehircilik_bakanligi @tcicisleri @kdzereglibelediyesi
@halil_posbiyik 

#geçmişolsunkdzereğli  #kdzereğliafetbölgesiilanedilmeli 
#kdzereğli 
#afet

ereglideyasam

© 2025 Gazete Ereğli'de Yaşam. Tüm Hakları Saklıdır. Bölgenin Tek Aylık Kültür Sanat Gazetesi. | Aykut ATES Creative Studio , AACS

Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.